Translate

5 Haziran 2013 Çarşamba

Elma ve Soğanın Aynı Tat da Olduğunu Biliyor Muydunuz?

Arkadaşlar gerçekten ilginç. Düşünebiliyor musunuz elma ve soğanın tadı aynı. ama değişik tatlar almamızı sağlayan faktörler var. Bu bilgiyi çok uzun zaman önce öğrenmiştim ve arkadaşlarım ile paylaştığımda buna kimse inanmamıştı :D bu konu ile ilgili yazı bulmam çok iyi oldu yani :D belki de daha bilmediğimiz neler vardır aslında tadı aynı olan :D

ELMA, SOĞAN VE PATATESİN TATLARINDA BİRBİRİNDEN HİÇBİR FARKI YOK ASLINDA, HEPSİ DE TATLIDIR. FARKLI HİSSETMEMİZİ SAĞLAYAN KOKULARINDAKİ FARKTIR !

Bilim insanları tat ve koku veren moleküller üzerine yaptıkları araştırmalar sonucu elma, patates ve soğanın tatlı ve birbirinin aynı tada sahip olduğunu keşfetti, onları algılarımızda birbirinden ayıran ise koku veren sistemlerindeki farklılıklar. Peki biz bu tatları nasıl ayırt edebiliyoruz ?

Her insanın belleğinde kalıcı bir yer edinen, hafızasına yerleşen birçok koku ve tat vardır. Hatta insan kolaylıkla birçoğunu aklından hayal edip kokusu ve tadın hissedebilir. Yani tat ve kokuları belleğimizde tutabiliyoruz, dolayısıyla bu maddi bir his değildir, bu bil algıdır kesinlikle. Tatları da işte bu algılarımız sayesinde alabiliyoruz. 

Koku ve Tat alma duyumuz sahip olabileceğimiz en büyük nimetlerden biridir, çünkü hayatta hemen herşeyin lezzetini bunlar sayesinde hisseder ve ayırırız, yoksa mesela beyin kokuları birbirinden ayırt edecek şekilde yaratılmış olmasa, soğan da elma da bizim için birbirnden farklı olmazdı.. 

Allah bunların her birinin farkına varmamızı ve onlardan zevk alabilmemizi sağlayan sistemleri vücudumuzda yaratmış. Tabi bu sistemlerden ikisi, bizim için son derece önemli olan "koku ve tat alma"dır. Koku ve tat dünyalarının zenginliklerini ancak onların aracılığıyla keşfedebilriz. Düşünün ki, onlar olmasaydı, tat, koku, lezzet gibi kavramlar bizim için bir anlam ifade etmeyecekti. Yediklerimizin ve içtiklerimizin güzel kokularını ve tatlarını alamadığımızı varsayın. O zaman yemek yemek bile bizim için zahmetli bir iş görünürdü, zevk almak için de değil, sadece hayatta kalmak için yerdik, ya da belki onu yapmak bile istemezdik.

Üzerimiz kirlendiğinde kötü kokuyu algılamaz, mikrop yuvası gibi de dolaşabilirdik mesela.

Koku ve tat alma duyularımız bir ömür boyu durup dinlenmeksizin, tek bir hata yapmaksızın bizim adımıza faaliyet gösterirler. Burada önemli olan bir de şu var; yediğimiz elmanın veya soğanın molekülleri aslında midemize gider, beynimize değil ama dilimizdeki reseptörler ağzımızdaki gıdayı “yoklayarak” beyne elektrik sinyal gönderir, beyin de hemen programlanmış olan hafızamızla bağlantı kurarak bunun hangi tat olduğunu şuurumuza bildirir, böylece ne yediğimizi anlarız, işte tam burada da ruhumuz tüm bu süreci yorumlayarak zevk alır, hoşlanır, lezzet alır, sever. Ancak beyin dilden gelen elektrik sinyallerini yorumlarken bu yeterli olmaz, tadın ne olduğunu ayrıca koku sinyalleri de etkiler ve ikisinin oluşturduğu birleşim gerçek tadı oluşturur, çünkü böyle olmasaydı, yukarıda açıkladığımız gibi, soğanla elmanın bizim için farkı olmazdı.

Yani bizler aslında gerçekte var olmayan tatları ve kokuları hissediyoruz, çünkü herbiri bizim dışımızda, kokular ve tatlarsa beynimizde, o halde şuurumuzda var olmayan bir şey yaratılmış oluyor her an !

Bedenimizde, burun, dil ve beyin sisteminin vesile olduğu mucize de bu işte, beynin içinde elektrik sinyallerini ayırarak bizim için tadı, renkleri, görüntüleri, lezzetleri sınırsız olan algılar dünyasını yaratarak son derece hoş bir algı yaşamını sunmak.(alıntıdır)

3 Haziran 2013 Pazartesi

Türkçe Olimpiyatları

Arkadaşlar gerçekten çok güzel bir etkinlik. O programdaki coşku heyecan anlatılamaz. Herkesin o duyguyu tatması gerek diye düşünüyorum. sonuç itibari ile belki de daha önce ülkemizin adını bile duymayan ülkelerden insanların gelip de bizim dilimizi konuşması mükemmel bir şey arkadaşlar :) 


Genel Bakış
Uluslararası Türkçe Olimpiyatları bir final niteliğindedir. Finale kadar birçok aşamadan geçilmektedir. Öğrenciler, sınıf ve okul seçmelerinden sonra ülkelerindeki veya bölgelerindeki "Türkçe Olimpiyatları" seçmelerinden geçerek bu olimpiyatlara katılmaya hak kazanmaktadırlar. Bir eğitim yılı boyunca olimpiyatlara yaklaşık 10.000 öğrencinin hazırlandığı düşünülmektedir.
Türkiye’deki finallere katılmaya hak kazanan öğrenciler, ülkelerini Türkçe olarak tanıtan stantlar hazırlayıp ülkesini tanıtmakta ve kültürlerin kaynaşmasına katkıda bulunmaktadırlar. Geleneksel bir keyfiyet kazanan olimpiyatların ödül töreninde her yıl, Türk diline ve kültürüne hizmet eden devlet büyüklerine, siyaset adamlarına, basın yayın, eğitim ve sanat camiası mensuplarına özel hizmet ödülleri verilmektedir.

Katılımcı öğrenci ve ülke sayısı her geçen yıl artmaktadır. Yıllara göre katılımcı ülke sayısı;
2013 yılında düzenlenen 11. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 140 ülke katılmıştır.

Olimpiyat kapsamında yapılan yarışmalar
  • Yabancı dil Türkçe yarışmaları
    • Konuşma
    • Yazma
    • Dil bilgisi
    • Şarkı
    • Şiir
    • Ses
    • Okuma
    • Genel kültür
    • Sunum
    • Özel beceriler
    • Resim
    • Halk oyunları
    • Deneme
    • Ülke tanıtım stantları
  • Ana dil Türkçe yarışmaları
    • Kompozisyon
    • Şiir
    • Genel kültür
  • Öğretmen yarışmaları
    • Bilgi
    • Ders anlatımı
Yarışmaların ön elemeleri Ankara Kızılcahamam'da finalleri ise Ankara ve İstanbul'da düzenlenmektedir. İlk defa eski TBMM Başkanı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın himayesinde düzenlenen olimpiyatlar TBMM adına TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın manevi desteği ile devam etmektedir.
(alıntıdır.)

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Gözümüz Dans Görsün Biraz :D


hareketler çok seri ve çok güzel bence :D video kısa ama izle izle keyif veriyor :D

Taare Zameen Par

Öğretmen olmadan önce izlememiz gereken filmlerden biri bu bence KESİNLİKLE :D

Taare Zameen Par

ÖZET
Harfleri sayıları algılama problemi yaşayan Ishaan çevresi ve ailesi tarafından tembel gerizekalı muamelesi görür. Çalışmayı öğrenebilmesi için yatılı okula verildikten sonra tanıştığı resim öğretmeni ile değişen hayatı ve başarısını anlatan bir film. Ishaan derslerinde başarısız, yaptığı işlerin çoğunda tutarsız bir çocuktur, yazı yazmayı ve okumayı 3.sınıfta olmasına rağmen öğrenememiştir, kitabı her açtığında kelimeler sanki dans ediyor gibi gelir ona. Bu başarısızlığın sonucunda içine kapanık ve karamsar bir ruh haline bürünür, mutluluğu ve özgürlüğü insanlardan uzaklaşmakta bulur. Annesinin ilgisine karşın babasının katı tutumu Ishaan'ın zihinsel dünyasında gidiş gelişler yaşamasına sebep olur. Tam herşeyden ümidini kesmişken biri Ishaan'ın hayatını tam anlamıyla değiştirir.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Taare_Zameen_Par)

Görsellere gelecek olursak

3 Idiots :)


İzlemenizi tavsiye edeceğim bir film. Belki de bir çoğunuz izlemişsinizdir. Bence izleyenlerin tekrar izlediklerinde sıkılmayacağı bir film :D .. Bakalım bu film hakkındaki bilgiler nelermiş
3 Aptalİngilizce adıyla 3 Idiots 2009 yapımı bir Bollywood filmidir.
Film Hindistan'ın en iyi mühendislik okulundaki 3 arkadaşın dostluklarını ve hayatını anlatırken eğitim sistemini de eleştirmektedir. Hindistanda tüm zamanların en yüksek gişe rekoru ve hasılat yapan filmidir. Ayrıca yine bir Aamir Khan filmi olan Ghajini tarafından elde edilen en yüksek gişe rekoru bu film ile geçilmiştir. Ayrıca yine 3 Idiots yurtdışı pazarında da en yüksek hasılat yapan bollywood filmidir.[kaynak belirtilmeli] Filmin başrol oyuncuları:Aamir KhanKareena KapoorSharman JoshiBoman Irani ve Madhavan'dır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/3_Idiots)
Filmden Komik Bir Parça :) Çok Zekicee
Bir kaç keyifli resim 


(filmin kapağı)





Aşık Olmak Beyne Vitamin Etkisi Yapıyor

Prof. Dr. Sedat Özkan, aşkı anlattı: Beynin en sağlıklı vitaminidir. Zihni daha iyi çalıştırır, vücudu güçlendirir. Aşık olan kişi, çevresine mutluluk saçar... Aşkını kaybedenler bir anda yasa girer, psikolojik yatırımları iflas etmiştir. Bağışıklık sistemleri düşer. Vücudun, hastalıklara yakalanma riski artar. Daha sık hasta olurlar.
Aşık olmak psikolojik yatırım beyne vitamin etkisi yapıyor
Aşkın tarifi var mı? 
Aşk insanın sevebilme ve üretme kapasitesidir, ego işlevidir, psikolojik yatırımdır. Sevgi üreterek, sevilmek gereksinimini doyurma sürecidir. İnsanoğlunun doğumu ile başlar, yaşadığı sürece devam eder, ölümünden sonra bile varlığını sürdürür. Aşk insanın her hücresinde varlığını devam ettirir, tüm canlıların gereksinimidir. Diğer canlılarda daha çok somut ve fizyolojik bir işlev gibidir. İnsanda ise biyolojik olmanın ötesinde tüm beyinsel kapasitesini, psikolojik donanımlarını ve sosyal paylaşımlarını içeren bir eylemdir.
(http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Saglik/2010/02/15/asik_olmak_psikolojik_yatirim_beyne_vitamin_etkisi_yapiyor)